top of page

Arama Sonuçları

"" için 257 öge bulundu

  • Estonya - Tarih

    Estonya - Tarih Dünyanın en dijitalleşmiş ülkelerinden hatta ülkesidir Estonya. Gerek işletmelerin gerek toplumun, internet, mobil cihazlar, yapay zeka, bulut bilişim gibi teknolojilerin neredeyse yüzde yüz, kullanıldığı bir şehirdir Estonya. Bu ülkede evlenmek, boşanmak ve önemli banka işlemleri dışında her şey uzaktan, internet ağları sayesinde uzaktan yapılmaktadır. Herkese elektronik kimlik verilir. Kişiler bu kart ile vergilerini ödeyip, şirket kurup, belediye kitaplığına üye olabilir, toplu taşımayı kullanıp, oy verebilir ve bunun gibi günlük işler… Bu ülke aynı zamanda dijital dönüşümü yapmak isteyen ülkelere de danışmanlık veriyor. 1957 yılında uzaya gönderilen Sputnik Uydusu’nun elektrik sistemleri Tallin’de tasarlanmıştır; dünyanın ilk yapay uydusudur.   Burası Avrupa’nın Silikon Vadisi durumundadır.

  • Babil Kulesi ve Diller - Tarih

    Babil Kulesi ve Diller - Tarih Babil, bugünkü Irak ülkesinin sınırlarında yer almış, Sümer, Babil, Asur gibi uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir antik kenttir. Babil ülkesinde, antik zamanda, bir kule inşa edilmiş, Babil Kulesi,  bu kuleden günümüze ise bir efsane ulaşmıştır. Babil Kulesi baştanrı Marduk’a adanmış bir yapıdır. İnsanların bunu yapma amacı gökte yaşayan tanrıya ulaşma isteği olmuştur. Yeri ve göğü merdivenle kavuşturmak amaçlı olan bu yapıya Tanrı sinirlenmiş ve bunu kendisine yapılan bir saygısızlık olarak görürken, insanın bu kendini beğenmişlik karşısında onlara bir ceza vermiştir. Ceza o zaman kadar aynı dili konuşan insanların dillerini birbirine karıştırır ve birbirilerini anlamaz hale gelmeleridir. Böylece yeryüzündeki diller doğmuştur. Eski Ahit’in ilk kitabı kabul edilen Genesis( Yaratılış=Tevrat)’ta: Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur ve sözleri kullanırdı. Nuh’un oğulları Büyük Tufan’dan sonra Doğu’ya göçerken Şinar bölgesinde bir ova buldular ve yerleştiler. Birbirlerine “Gelin tuğra yapıp iyice pişirelim” yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. Sonra “kendimize bir kent kuralım dediler, “Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız” Tanrı, insanların yaptıklarını kenti ve kuleli görerek onlara kızar onların dillerini karıştırır, yeryüzüne de dağıtarak kentin yapımını durdurur. Kuran’da benzer farklı bir hikâye geçmektedir. Tarihin Babası olarak bilinen Heredot, Babil şehri için “Yeryüzündeki tüm şehirlerin ihtişamını aşar” diye yazmıştır. Babil Kulesi için de kulenin sekiz katlı olduğunu, dışarıdan sarmal bir merdivenle çıkıldığını ve en yüksekte ise bir tapınağın inşa edildiğini; tapınakta süslü bir yatak ve altından bir masa bulunduğunu yazmıştır. Babil kelimesi Akadça’da “Tanrı’nın kapısı” anlamına gelmektedir.Eski Ahitte “Kargaşa, anarşi” anlamına gelmekte iken “bab” kelimesi Arapça’da kapı anlamına gelmektedir.Türkçeye de buradan geçmiştir. Babil Kulesi bir mit mi yoksa yapılmış bir kule mi? Bunun cevabını bilemeyiz. Ama bir şey biliriz ki o da geçmiş dönemde dil olgusu ve insan çeşitliliğine aranan cevaptır. Ve bu cevabı dini inanışla, efsaneyle açıklamaya çalışmalarıdır.

  • Aşk Ve İsyan: Saf Oğlanın İstanbul Yolculuğu -Kitap Tavsiyesi

    Aşk Ve İsyan: Saf Oğlanın İstanbul Yolculuğu -Kitap Tavsiyesi Nedim Gürsel Yayınevi: Doğan Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi: 2020 Sayfa Sayısı: 2020 Voltaire’nin kahramanı Cendide, sevdiği kız Cunegond’u aramasıyla başlar romanımız. Cendidie’nin yolu İstanbul’a düşer ve devrik padişah II.Ahmet’la karşılaşarak, ondan, Osmanlı’nın siyasi, kültür yaşamına dair bilgiler öğrenir.   Lale Devri, Patrona Halil İsyanı, Comp de Banival gibi tarihi konuları ve kişilikleri, gerçeklerden sapmadan, romanlaştırmıştır Nedim Gürsel. Romanımızda espirici bir dil de kullanılmıştır. Cinsel içerikli bazı cümleler, bazı okuyucularımız tarafından eleştirilebilir. İ Aşk: Voltaire’nin kahramanı Cendide’nin aşkı İsyan: Devrin olaylarıdır.

  • Çürümenin Kitabı - Kitap Tavsiyesi

    Çürümenin Kitabı - Kitap Tavsiyesi Emil Michel CİORAN Çeviren: Haldun Bayrı Yayınevi: Metis Yayınları Basım Tarihi:2023 Sayfa Sayısı: 192 İnsan her şeyiyle ıstırap çeken, bütün benliğiyle, duygularıyla çürüyen ve bu özelliği de onu diğer canlılardan ayıran özelliklerden olmuştur. Mutsuzluğu, acıyı-sevinci, geceyi- gündüzü, özgürlüğü-köleliği, dini-inancı, sevgiyi- nefreti; seçimlerimizi, can sıkıntılarımızı, giyimimizi- kuşamımızı; şiiri, uykusuzluğu, ahlakı… gibi insana has olan duyguları, yazarla beraber sorgulamaya, eleştirmeye hazırsanız bu kitabı okuyun; siz de çürümenin bir parçası olup olmadığınızı düşünmeye başlarsınız. Kitabın genel özelliği yoğun anlatımlı bir kitaptır; felsefi cümleler, analizlerle dolu satırlar, bu türde okumayanlar için kitap daha ilk sayfalarda sıkıcı, zor gelebilir. Her bir pasajı düşünerek, irdelerek, eleştirerek okumak gerek. Dipnot vermek gerekirse: kitapları anlamanın diğer bir yolu yazarının hikayesini bilmekten de geçer. Yazarımız Cioran, melankoliye sahip bir felsefeci. Karamsar ve mutsuz biridir; annesi ona “bu kadar mutsuz olacağını bilseydim, seni kürtaj yaptırırdım” der, o da karşılığında  “ben basit bir kazayım, ciddiye alamaya lüzum var mı?” demiştir. Yazar sürekli mezarlıkları gezmiş, nihilist bir anlayışa sahip olmuştur. İnsanların hayatı ona göre boş ve anlamasızdır. Bu yüzden varoluş sancısını eserlerine yansıtmıştır. Varoluş felsefesine merak sala n ların muhakkak okuması gereken kitaplardan…

  • Sosyal ve Siyasal Boyutlarıyla Ahi Evran - Mevlana Mücadelesi - Kitap Tavsiyesi

    Sosyal ve Siyasal Boyutlarıyla Ahi Evran - Mevlana Mücadelesi - Kitap Tavsiyesi Mikail BAYRAM Yayınevi: Çizgi Kitapevi Tür: Araştırma İnceleme Basım Tarihi:2020 Sayfa Sayısı:344 Kitabımız her şeyden önce tabuları yıkan bir araştırma –inceleme kitabıdır. Ortaçağ tarihçisi olan, kendisini bu konuyu aydınlatmasına adayan, bu konu hakkında makaleler yazıp, 40 yıl boyunca araştıran Mikail Bayram, emeklerinin sonucunda Ahi teşkilatının lideri olan Ahi Evran ile latifeleriyle tanınan, güldürürken düşündüren Nasrettin Hoca’nın ayrı kişilikler olmadığını, belgelerine dayanarak anlatmıştır. Kitabı özel kılan diğer bir özellik ise Mevlana ve Ahi Evran yani Nasrettin Hoca arasındaki siyasi-sosyal-dini-ekonomi ilişkileri göstermesi olmuştur. Bir yanda Moğolların koruması altındaki Mevlana, diğer yanda Moğollara karşı AHİLERİ VE Türkmenleri örgütleyen Ahi Evran, mücadelesinin tüm yönlerini I.el kaynaklara dayanarak anlatılan, bu eşsiz eseri, her tarihçinin, edebiyatçının ve bu kişiliklere ilgisi olanların okuması gereken kitaplardan. Gerek Mevlana, gerek Ahi Evran/Nasrettin Hoca kendi devirlerinin birer üstadı olmuşlardır, hikâyeleriyle, eserleriyle.

  • Maskeli Leydi: Tekmili Birden Tansu Çiller

    Maskeli Leydi: Tekmili Birden Tansu Çiller Faruk BİLDİRİCİ Yayınevi: Ümit Yayıncılık Tür: Biyografi, Siyasi Basım Tarihi:1998 Sayfa Sayısı:422 Tansu ÇİLLER, Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde yer almış bir isimdir. Çiller’i diğer siyasetçilerden ayıran en önemli özellik Türkiye’nin tarihinde ilk kadın başbakan olmasıydı; bu hala daha geçerli Çiller’in en büyük siyasi korkulardan biri siyasal İslamcılığın yayılmasıdır. Ama siyaset onu, türbanlı fotoğraf çektirip, poster yaptırıp Anadolu’ya dağıtacak hale getirtmiş; Dönemin İstanbul belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkan konuşmayı yaptırıp, hemen ardından Mehmet Akif’in “Zulmü Alkışlayamam” şiirini okutmuştur. Kendisine hediye edilen Kuran-ı Kerimi öperek başına koymuş ve MÜSİAD üyesi bazı iş adamlarına yönelik operasyonları eleştirerek “Anadolu sermayesi terörist ilan ediliyor” dedirtmiştir… DYP genel başkanı Tansu Çiller “ Ezanı susturmayacağız” derken ezan ile Cuma nedeniyle okunan salayı karıştırmıştır…. Gazeteler yaptığı gafların bilgisini vermişlerdi… Faili meçhul cinayetlerin rekor kırdığı dönemin başbakanı… Peki ama Çiller kimdi? Ailesi kimdir ve ne iş yapar? Kocası kimdir, işi nedir, neden karısının soyadını almıştır ve Tansu Çiller aktif siyasette yer alırken o neler yapıyordu…? Gazeteci yazar Fuat BİLDİRİCİ, o dönemin bir tanığı olarak, bizlere ÇİLLER’İN biyografisini, siyasi yaşamını kısa ama öz bir biçimde anlatmıştır. Bildirici, Doğan Tılıç’ın ifadesiyle de “Öyküsel bir tat”la anlatmıştır bize o dönemleri. Kitabın sonunda zengin bir kaynakça ve ÇİLLER’in fotoğraflarına yer verilmiştir.

  • Tanrılar Susamışlardı - Kitap Tavsiyesi

    Tanrılar Susamışlardı - Kitap Tavsiyesi A. FRANCE Çeviren: Ahmet Sıraç FAKİRULLAHOĞLU Tür: Roman Yayınevi: Morpa Kültür Yayınları Basım Tarihi:1999 Sayfa Sayısı:312 Kana susayan bir devrim, ateşli devrimcilerin terör dönemi; adaleti, özgürlüğü, eşitliği, cumhuriyeti korumak adına yargıçların kararları, vicdanları ve yargılanmaların sonucu giyotin… tarihi gerçeklere dayanarak yazılan bir roman. 1789’un, yazarın kendi deyimiyle de,  “Kızıl Terörün” ün, idealleri, gerçekleri, çelişkileri bütün bunların yanında dönemin yoksulluğu, baskıcı yönetimini roman tadında okumak isteyenlerin romanı. Cumhuriyeti koruyabilmek, sonsuza kadar yaşatabilmek için güç ve iktidarın mahkemeler aracılığıyla nasıl da giderek devrimi acımasız yaptıkları… Özgürlük, eşitlik adına yapılan devrimin kana susaması, kaoslar, kargaşalar derken aslında eskinin ve yeninin savaşının bitmeyeceğini göstermeye çalışmıştır yazarımız. Akıcı bir roman değil, özellikle de ilk sayfaları. Ama Fransa’nın devrim ile gelen iç savaşını, kana susayan ideolojicilerini, tanrılarını okumak, bilmek isteyenlerin okuyacağı bir roman.

  • Berzem - Kitap Tavsiyesi

    Berzem - Kitap Tavsiyesi Erkan GÖKSU Yayınevi: Kronik Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi: 2024 Sayfa Sayısı: 132 Roman tadında yazılmış bir Büyük Selçuklu anlatısı; Alp Arslan, Terken Hatun, Melikşah, vezir Nizamımülk, Abbasi halifesi El-Muktedir, Kaşgarlı Mahmut gibi tarihi şahsiyetler üzerinden dönemin askeri, siyasi olayları, Büyük Selçuklu Devleti’nin halife üzerindeki etkisi; Bağdat’ın kuruluşu, İsfahan’ı, Nihavent’i;  halkı, gulamları, siyasi evlilikleri… okuyacaksınız. Sade, akıcı, duru bir üslup ve dille yazılmış bu roman sizlere tarihi bir kere daha sevdirecektir. Bir Ortaçağ tarihçisinin kaleminden bir Ortaçağ romanı olduğu için midir bilinmez, ama kitabın arka sayfalarında sizlere o dönemi gözünüzde daha iyi canlandırabilmek için haritalar koyulmuştur. Ayrıca kitap sonunda bir de bugün kullanılmayan, ama romanda geçen kelimelerin anlamaları da verilmiştir.

  • Dijital Cehennem: Bir Like’nin Ucuna Yolculuk - Kitap Tavsiyesi

    Dijital Cehennem: Bir Like’nin Ucuna Yolculuk - Kitap Tavsiyesi Guillaume PİTRON Çeviren: Alp Tümertekin Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları Tür: Bilim, Araştırma Basım Tarihi: 2024 Sayfa Sayısı:255 4.sanayi devrimi, yapay zekâ, akıllı ağlar, nanobiyoteknolojiler gibi dijital bir çağ getirdi bizlere. İklim krizleri, doğal kaynakların hızla tükenmesi, buzulların erimesinin hızlanması, biyoçeşitliliğin azalması, artan hava kirliliğini de beraberinde getirmiştir. Bununla da kalmamış demokrasilere, siyasal-düşünsel, hayata da etkisini hızla göstermiştir. Yazarımız dijital çağın dünyamıza zararlarını, dört kıtada iki yıl boyunca yaptığı araştırmaları, kitabında bizlere sunmuştur; iletişim, çalışmak, üretmek ve tüketmek için kullandığımız dijitalin, nasıl bir kirliliğe dönüştüğünü, yeşil ekolojik bir dünyanın olabilirliğinin olup olamayacağını; sürdürülebilir bir dijital çağa girilip, giremediğimizi araştırmalarıyla ortaya koymuştur. İleriki yıllarda işgücü alanında insanların yerine geçecek olan robotların, insanlardan daha çok ekolojik çevreye zarar verecek olması, teknolojiler üretirken ortaya çıkan atıkların, wi-fe- gps gibi dataları sıkıştırarak saklayan bulut ve vb.fonsiyonlar, maddi kaynaktan kurtulalım derken övündüğümüz dijitallerin bilinmeyen hammaddeleri, dünyayı bir örümcek ağı gibi sarmalayan kablolar… aslında cehennemimize kendi ellerimizle taşıdığımız odunlar mıdır? Ve daha fazlasını bulacağınız bir kitap. Dijital çağın getirisini ama özellikle de götürdüklerini bilmek için okunması gereken bir kitaptır.

  • Musa'nın Uykusu - Kitap Tavsiyesi

    Musa'nın Uykusu - Kitap Tavsiyesi Tuğba DOĞAN Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi:2012 Sayfa Sayısı:153 Zeliha, abla ve abisinden göremediği o “biz olma duygusunu”, yeni doğacak olan kardeşiyle ümit eder. Ama işler yolunda gitmedi, kardeşi Musa zihinsel engelli olarak doğdu. Ailesinden göremediği sevgiyle Zeliha’nın hem hayatla bir kavgası başlayacak hem de kardeşi Musa’nın tüm sorumluğunun annesinin kaza geçirmesiyle üstene alacak ve Zeliha, artık bireysel, ailesel sorgulamalarını yapar, hayatın anlamını, amacını anlamlandırmaya çalışır. Romanın son bölümünde ise Zeliha’nın kaleminden Semender öyküsünü okursunuz. Bize hakikati sorgulatmak isteyen yazarımızın ilk romanıdır. Üslup akıcı, sakin, dil duru bir Türkçe.

  • Hitleri Öldüren Adam - Kitap Tavsiyesi

    Hitleri Öldüren Adam - Kitap Tavsiyesi Çeviren: S. Erdem Türközü Yayınevi: Phoenix Yayınları Tür: Roman Basım Tarihi.20 Sayfa Sayısı: 79 İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde yazılmış, Berlin’de gelen bir kara veba olan Hitlerin, kıta Avrupa’sına yaşatacaklarını sezinleyerek anlatılan bir roman. Hitlerin söz verdiği adaleti, özgürlüğü sorgulayan bu roman, yakılan kitapları, yok edilmek istenen milletleri… Hitler egemenliğinde yaşanacakları anlatmıştır. Romanımızın yazarı yoktur. Türközü, Ankara’da bir sahafta “The Man Who Kılled Hıtler” adıyla bir roman bulur. Kitabı merak eden Türközü, onu, Türkçeye çevirerek bizlere sunmuştur.

  • Döl Bereketi - Kitap Tavsiyesi

    Döl Bereketi - Kitap Tavsiyesi Emile ZOLA I- II, III Cilt Çeviren Hamdi VAROLOĞLU Yayınevi: Milli Eğitim Basımevi Tür: Roman Basım Tarihi: I.cilt: 1990, II. cilt: 1991, III. cilt: 1991 Sayfa Sayısı: I.cilt:411, II. cilt:295, III. cilt:194 Dönem: 1800’lü yılların son çeyreği. Yer: Paris. Konu: Doğurganlık, Sanayi Devrimi ile iktidarların nüfusu artırma faaliyetleri, toprağı işleyecek olan genç nüfusa olan ihtiyaç, savaşta savaşacak, yeri geldiği zaman ölecek oğullar, kocalar, kardeşler… ve fakirlik. Tıpkı bugünkü, dünya iktidarlarının politikaları gibi sanki… 19.yüzyılın sonlarından bir Paris manzarası sunar Zola. Fazla çocuk- az çocuk, çocuk esirgeme kurumu, sütannelik, doğum kontrolleri, kürtaj, aile kavramı, yoksulluk ve Fransa’yı meşgul eden ahlaki çözümlemeler ve sömürgeciliğe tatlı bir bakış! Gerçekçi bir yazım ile geçmişin sorunlarına ışık tutan bu eserleri okuduğunuzda,  şunu fark edersiniz aslında “Ne kadar çok çocuk o kadar bereket” anlayışının etkisini kaybetmeden devam ettiğini, doğru ya da yanlış…. Kadın, erkek olarak doğurganlığı teşvik etmek ya da reddetmek her dönemin insanının bir sorunu olmuştur, olmaya devam edecektir. Eseri okurken bazı kahramanların ağzından “”Ne kadar çok çocuğa sahipsen o kadar çok vatanseversin” düşüncesi okuyucu olumlu, olumsuz eleştirilere sevk edecektir. Üç ciltten oluşan eserimizin orijinal isimler, Döl Bereketi, Emek, Gerçek. Aslında yazarımız dört cilt olarak düşünür ve dördüncü cilt, “4 İncil” dediği gibi, “Adalet”tir ama yazarımız tamamlayamadan ölmüştür. Sigmund Freud “okuduğum en ilginç eserlerden”  demiştir, bu eserler için.

bottom of page