Muhafazakar Siyaset ve Turgut Özal - Kitap Tavsiyesi
M. Zeki DUMAN
Yayınevi: Liberte Yayınevi
Tür Siyaset
Basım Tarihi: 2017
Sayfa Sayısı:431
1980’li yıllar Türkiye’de başta ekonomi olmak üzere siyaset, kültür, dış politika ve teknoloji alanlarında bir değişimin başlangıcına giden süreç olmuştur. Bu süreci başlatan ise Turgut Özal’dır; liderliğindeki Anavatan Partisi’nin temel ilkeleri neo-liberalizm ve muhafazakarlıktır.
Özal ilk olarak İngiltere’deki Thatcher daha sonra ABD’deki Reagan dönemlerinde uygulanan neo-liberalizmi benimsemiş yanına da siyasi muhafazakarlığı koyarak Türkiye’yi 1983-89 yıllarında başbakan olarak yönetmiştir. Sonrasında 1989-93 yılları arasında da cumhurbaşkanılık görevini yapan Özal, liberal muhafazakârlık anlayışı ile o güne kadar ki Türkiye’de devlet anlayışını değiştirmeye çalışan lider olmuştur.
Kitabımız beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde gerek akademik çalışmalarda gerek günlük siyasal konuşmalarda ve söylemlerde sık sık karşımıza çıkan modern, modernlik, liberalizm, povitizim gibi kavramların tarihsel serüveninin sosyolog, aydın ve akademisyenlerden yapılan bolca alıntılarla açıklanmıştır. II.bölümde ,Türkiye’nin bu kavramlar çerçevesindeki tarihi dönemlerine girerek Özal zamanına kadar ki sosyal değişmeyi, muhafazakar siyaseti incelemiştir.
Diğer bölümlerde ise Özal’ın başbakanlık ve cumhurbaşkanlık dönemlerindeki konuşmaları, söylemleri baz alınarak döneminin başta mali olmak üzere siyasal, kültür ve diplomaside getirdiği radikal değişimler irdelenmiştir.
Türkiye’nin bütün sorunlarının (maddi-manevi) nedenlerini ve çözümlerini ekonomide bulan Turgut Özal’ın siyaset ve ekonomi anlayışı, dış politikaları, görüşleri ayrıca yazarın oldukça nesnel yorumlarını, çıkarımlarını da bulabileceğiniz akademik ve bilimsel bir kitaptır.
Akıcı bir dil ve üslupla yazılan kitabımızı özellikle sosyoloji ve siyasetle ilgilenenlerin ayrıca bugünlerin özellikle de ekonomisini ve siyasetini anlamak isteyen okuyucuların bir çırpıda okuyacağı kitaplardandır.
Kitaptan Alıntılar:
Din, sekülerleşme ile birlikte sosyolojik olan gerçekliği sembolik ve soyut değere dönüştürmüştür.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra refah devletinin sosyal politikalarına karşı bir eleştiir olarak ortaya çıkan ve klasik liberalizme geri dönüşü savunan neo-liberalizm, küreselleşme ideolojisiyle de bütünleşmiştir. Nitekim G-8 olarak bilinen ve dünyanın en zengin ülkelerini bir araya getiren toplantılar aslında neo-liberal politikaları hayata geçirmek amacıyla yapılmaktadır.....
Neo-Liberal politikalar, önce İngiltere'de Thatcher hükümetleri dönemlerinde sonra da Amerika'da Reagan döneminde, 1980 yıllarda ise Türkiye'de Turgut Özal döneminde uygulandı...
Comments