İyd-i Milli -Tarih
II. Meşrutiyet 23 Temmuz 1908’(10 Temmuz 1324) ilan edilmiş ve İstibdat dönemi bitmiştir. Bununla beraber II. Abdülhamit’in kurduğu Hafiye Teşkilatı da tasfiye edilmiştir. Bütün siyasi mahkûmlar, sürgünler bir bir affedilmiştir. Halkın iradesi artık devlete yansıyacaktı. Bu günün kutlu gün olarak kabul edilmesi gerektiğini söyleyen bazı vekiller ve aydınlar 23 Temmuz’u/10 Temmuz’u Iyd-i Millisi olarak kabul etmişlerdir.
1909 yılından 1935’e kadar milli bayramlar ve bayram kutlamaları “ıyd-i” kelimesiyle isimlendirilmiştir. İyd-i=Milli bayram demektir.
Kanun-i Esasi’nin ikinci defa yürürlüğe girdiği, Meclis-i Mebusan’ın tekrar açıldığı, 23 Temmuz 1909 (10 Temmuz 1324) gününe de Iyd-i Milli adı verilmiştir. Ve kutlanması gereken bir bayram olması hususunda bazı mebuslar konuşma yapmışlardır:
Meclis idaresinin kanun olarak kutlanması gereken bir milli bayram olması konusunda Mebus Hüseyin Cahit Yalçın “Osmanlı döneminde bayram olarak kutlanacak pek çok gün vardır. Bizim için 10 Temmuz gününün bayram olmasını teklif ederim” demiş ve II. Meşrutiyet’in ilan edildiği günün bir milli bayram olarak kutlanması gerektiğini vurgulamıştır.
Sinop vekili Yusuf Kemal Bey “Iyd-i Milli bütün efkar-ı millete şamil olması ve herkesi kapsaması gerekir” diyerek 10 Temmuz’un bayram olarak kutlanması gerektiğini kabul etmiş, ayrıca milli bayram gününün tayininde Osmanlı Devleti’nin kuruluş gününün seçilmesindeki sebebi bütün Osmanlı halk arasında teyit edilmiş diye de izahı vardır.
Milli Mücadelenin hazırlık yıllarında yapılan Erzurum Kongresi tarihi 10 Temmuz olarak belirlenmiştir, amaç Türklerin hürriyet, bağımsızlık mücadelesi ile halkın iradesini aynı güne getirmek. Ancak kongre bazı nedenlerden dolayı 23 Temmuz’da yapılmıştır. 1925’e kadar resmi olarak devam etmiş, ama 1935 senesine kadar sürmüştür. 27 Mayıs 1935’de yapılan kanun ile resmi bayram olmaktan çıkarılmıştır.
Bu kutsal günün getirdiği diğer bir özellik ise sansür yasasını ortadan kaldırılması olmuştur. 1948 senesinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti II. Meşrutiyet’in ilanının bu gününü Basın Bayramı olarak kutlama kararı almıştır.12 Mart 1971 Muhtırası İstibdat dönemini hatırlattığı gerekçesiyle kaldırmış ve Basın Bayramı Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü Mücadele günü olarak adlandırmıştır.1989 yılından beri cemiyet basın özgürlüğü için çaba harcayan bir kişiyi ve kuruluşu 24 Temmuz’da Basın Özgürlüğü ödülü ile ödüllendirmiştir.
Dipnot: ilk gazetenin hangisi olduğuna dair bir görüşün üzerine uzlaşma sağlanamadığından Falih Rıfkı ATAY tarafından 24 Temmuz’da Basın Özgürlüğünün kutlanması fikrini ortaya atmış ve kabul edilmiştir.
Dipnot: Osmanlı’da ilk sansür 10 Mayıs 1876 yılında olmuştur.
Comentários