Esir Şehrin İnsanları - Kitap Tavsiyesi
Kemal TAHİR
Yayınevi: Ketebe Yayınları
Tür: Tarihi Roman
Basım tarihi: 2022
Sayfa Sayısı: 444
Osmanlı Devleti 1914 yılında Almanların yanında, I. Dünya Savaşı’na katılmıştır. Savaşı yenilgiyle noktalayan Osmanlı, İtilaf Devletleri ile Mondros Mütarekesi’ni imzalamıştır. Aradan çok geçmeden İngilizler, Mart 1920’ de, İstanbul’u işgal etmiş ve İstanbul halkı artık esir şehrin insanları olmuştur. Yazarımız, o esir şehrin insanlarını, onların, kurtuluş savaşı mücadelesine karşı tutumlarını, davranışlarını, düşüncelerini, ekonomik, siyasal, sosyal ve psikolojik hallerini romanında göstermeye çalışmıştır, baş kahramanımız paşazade Kâmil bey aracılığıyla.
Bir yanda ülkeyi düşman işgalinden kurtarmaya çalışan Ankara, bir yanda Ankara ve Kuvayı-ı Milliye’yi padişaha, halifeye bağlı değil deyip dışlayanlar, Moskof, Bolşevik sayanlar, bir yanda çıkarları için işgalcilerin yanında saf tutup milli mücadeleyi sonlandırmak isteyenler, öte yanda da mücadeleye karşı çıkan isyanlar…Bir yandan vatanın kötü gidişatına dayanamayıp intihar edenler, bir yanda işgal altındaki ülkede yoksulluk, tüketim mallarına her gün gelen zamlar, Türk kadınlarının milli mücadele için, bağımsızlık için, ön safta yer tutmaları, çalışmaları, çabaları…
Sosyal gerçekçi yazar olarak tanıdığımız Kemal Tahir, paşazade Kâmil aracılığıyla dönemin İstanbul aydınlarının, gerek kalemleriyle gerek Anadolu’ya, milli mücadeleye, yapılan gizli yardımların yürütülmesinde nasıl rol oynadıklarını romanında vermeye çalışarak, Milli Mücadele dönemindeki İstanbul’un, o esir şehrin insanlarının, kurtuluş mücadelesindeki sürecinin ilk bölümünü biz okuyuculara sunmuştur.
Devlet, vatan sevgisi, kurtuluş fikirleri, çareleri; umutlar, beklentiler gibi daha pek çok kavramları iki taraflı bakış açısıyla, Ankara’nın yanında saf tutanlar ve tutmayanlar olarak, romanını kaleme alan yazarımızın dili yalın, sade ve üslubu akıcıdır.
Mütareke döneminin işgal altındaki İstanbul’u bilmek, okumak ve iki tarafı da anlamak isteyenlerin okuması gereken romanlardandır. Kitabı okumaya başladığınız an, bir solukta okuyacağınız tarihi romanlardan biri olacaktır.
Kitabımız “Esir Şehir” üçlemesiyle bilinen üçlemenin ilk kitabıdır. Birincisi Esir Şehrin İnsanları, İkincisi Esir Şehrin Mahpusu ve üçüncüsü de Yol Ayrımı’dır.
Kitaptan Alıntılar:
-Aklım ermez Kuvayi Milliye ne demek? Farkında değilim… Kimi Bolşevik diyor, kimi Rus Moskof’u. Kemal Paşa isminde biri türemiş…Türer a… Türesin bakalım… Doğrusunu ister misin, biz mahpus milleti buradan bizi kim kurtarılsa onlardanız. İster Yunan kafiri olsun ister Kâmil Paşa… Bize kim af verecekse o yasasın vesselam…
-İmkan bulunca kadın iş görüyor demek… Seferberlik sırasında çöpçü kadınlar vardı. Sokakları kadınlar süpürürdü. Çarşafsız falan…Pantolonla….. Aşağı tabakadan olanlar pantolon giyip çöpçülük edebildiler ya, orta tabaka da memurluk, esnaflık edebilir. Üst tabakaya da müdürlük, mebusluk, hatta nazırlık bile düşüyor….
-Koca Tanrı, en kötü kulundan bir vakit geçmez. Bunlar hep bizi denemek için… “Ey kulum!” buyurmuş, “sen azarsan, ben seni namert eline bırakıp terbiye ederim.” İttihatçıların eline geçmedik mi? “Ey kulum” buyurmuş, “gene terbiye olmazsan, ben seni açlıkla terbiye ederim” Seferberlikteki açlık işte bu açlık… Lakin biz gene, Bana mısın demedik. “Ey kulum, yola gelmezsen, seni bu sefer gavur ayağı altına koyarım!” İşte düşman ayağı altındayız. Moskof’u Yeşilköy’den çeviren koca Tanrı, İngiliz’i dünyanın bir ucundan tutup getirdi. Şimdi gene terbiye olmadık mı, yazık. Geriye bir ırz, namus meselesi kaldı. Ustura acıtmıyor ya!
Comentarios