Demokrasi Sürecindeki Türkiye - Kitap Tavsiyesi
Feroz AHMAD
Çeviren: Ahmet Fethi
Yayınevi: Hil Yayıncılık
Basım Tarihi: 2010
Sayfa Sayısı:577
Hint kökenli Amerikalı ve Türk tarihçi Feroz Ahmad, Türkiye’nin yakın siyasi tarihinin demokrasi sürecinde yaşananları bilgiler, izlenimler ve yorumlarla harmanlayarak kaleme almıştır. Feroz Ahmad, aynı zamanda dönemin ünlü simalarıyla da röportajlar yaparak yakın tarihimizi 5-10 yıllık süreçlerle incelemiştir.
Akademik bir tarih kitabı olma özelliğine sahip kitabımızda, dönemlerin siyasetleri, dış politikaları, iktisadi gelişmeleri, darbeleri, koalisyon hükümetleri ve siyaset arenasına çıkan yeni yüzlerin çerçevesinde şekillenen demokrasi sancılarını ve iktidar uğruna siyasete sokulan dinin rollerini göreceksiniz.
Kapsamlı, detaylı ve akıcı bir üslupla yazılan kitabımızı önemli kılan ve bu yüzden okunması gereken kitaplardan biri olma özelliklerinden bir tanesi, dışarıdan bir göz ile farklı bakış açılarıyla yazılmasıdır.
Bugünün Türkiye’sinin inşası olan siyaset ve demokrasi tarihimizi okuyun, okuyun ki dünden bugüne ülkemizdeki demokrasi ve siyaset adına yapılan değişim ve dönüşümleri sorgulayın.
Kitaptan alıntılar:
*Bürokrasi CHP ile ipleri koparıp tarafsız bir rol oynamaya başladı. Bürokrasinin tarafsızlığı olmasaydı, DP.’lilerin 1950 seçimlerini kazanmış olup olmayacakları kuşkuludur: memurların nüfuzu Türkiye tarihinde her zaman güçlü olmuştu. Memurların partizan davranmaması DP seçmenine cesaret verdi ve partinin prestijini yükseltti; bürokrasiyi tarafsızlaştırabilen bir parti oy vermeye değerdir, diye düşünüyordu halk.
*Politikayla oynamak, hem hükümeti hem ulusu, gündemdeki acil sorunlardan uzaklaştırıyordu.
*8 Mart 1954’te hükümet Basın Kanunu’nu değiştirip, “”yazıları devletin siyasi ve mali prestijini sarsan ya da vatandaşların özel yaşamlarına tecavüz eden gazetecilerin cezalandırılması” hükmünü yasaya koydu.
*Erim’in en büyük günahı, “parlamentosuz bir idarenin başbakanı olmam” dediği halde “meclisin üstünde irade-i saniyeler ile memleketi idare edecek bir hükümet” haline gelmek istemesiydi. Aynı zamanda güven oyu almak için istifa tehdidinde bulunarak Milli Güvenlik Konseyi’ni kullanmaya çalıştı.
*Ecevit’in “toprak işleyenin, su kullananın” sloganını kullanması, devleti zayıflatmak için yerildi.
*Koalisyon görüşmeleri daha sürerken bile, Son Havadis ve Tercüman’ın öncülük ettiği muhafazakâr basın, Selametçilerin “solcular”la ittifak kurduğunu ileri sürerek görüşmeleri zaafa uğratmaya çalışmıştı.
Comments