Atatürk Dönemi İç Politika - Tarih
İÇ OLAYLAR
1) II.TBMM’nin Açılması:
II.TBMM’nin açılma nedenleri:
Meclisin çalışma süresinin dolması, Lozan Ant. sonrası İnönü'ye getirilen eleştiriler ve inkılap sürecini hızlandırma isteği
*I.TBMM’de Mustafa Kemal’e muhalif olanlar bir yasa ile vekil olmanın şartlarına “ülke sınırları içinde doğmak ya da ülke sınırları içinde beş yıl bulunma” maddesini koymak istemişlerdir.
**Seçimlere Halk Fırkası dokuz maddelik bir parti programıyla girmiştir. Seçimlere Mustafa Kemal’in desteğiyle kişiler katılmıştır.
II.TBMM 11 Ağustos 1923 açılmış ve 1 Kasım 1927’ye kadar çalışmalarını sürdürmüştür.
*** Meclisin çıkardığı ilk yasa Lozan Barış Antlaşması’nın onaylanması olmuştur.
2) Ankara’nın Başkent Oluşu:
13 Ekim 1923’te İnönü ve 14 vekilin kanun teklifi ile Ankara yeni devletin başkenti olmuştur.
*İngiltere, Fransa, İtalya yeni başkente karşı çıkmış hatta elçiliklerini büyük elçilikten orta elçiliğine düşüreceklerini söylese de bu durum TBMM tarafından önemsenmemiştir.
3) Cumhuriyet’in İlanı:
-Amasya Genelgesi’nde “milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
-Erzurum Kongresi’nde “Kuvayi-ı milliye’yi etkin, iradeyi milliye hakim kılınacaktır” ve her iki kongrede alınan kararlar Sivas Kongresi’nde de tekrar onaylanmıştır.
-Mebusan Meclisinin açılması ve Misakı-ı Millî'nin kabulü
-TBMM’nin açılması
-Teşkilat-ı Esasiye’nin ilan edilmesi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesi
-Saltanatın kaldırılması
Yukarıdaki maddeler cumhuriyetin ilan edilmesinin temelini hazırlayan gelişmelerdir.
Yukarıdaki gelişmelerin yanı sıra dönemin hükümet bunalımı, rejim sorunu ve devlet başkanlığı sorunu da 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilan edilmesinde etken olmuş ve cumhuriyetin ilan edilmesiyle de bu sorunlar çözülmüştür.
*Cumhuriyet’in ilanıyla Meclis Hükümeti sisteminden Kabine Sistemine geçirmiştir.
Meclis Hükümeti Sistemi: Hükümet üyeleri (bakanlar) meclis içinden tek tek seçilmiştir. Bu durum da hükümetin kurulmasını, uyumunu zorlaştırmıştır. Cumhuriyet’in ilanı öncesi yaşanan Hükümet bunalımı “Sonbahar ya da Ekim Bunalımı” olarak da isimlendirilir.
Kabine Sitemi: Cumhurbaşkanı, meclis içinden bir başbakan seçer, başbakan da meclis içinde bir hükümet kurar. Ayrıca Devletin başkanı Cumhurbaşkanlığı makamı olmuştur.
-Cumhurbaşkanı meclis içinde, bir dönem için seçilir. İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, ilk başbakan İsmet İnönü, ilk meclis başkanı Fethi Okyar olmuştur.
**Saltanatın kaldırılmasıyla ulusal egemenliğe dayalı yönetim kurulmuştur ama yönetim şekline dair açıklama olmadığı için sorun olmuştur. Cumhuriyetin ilanı ile hükümet şekli Cumhuriyet olarak gösterilmiş. 1924 Anayasası’dan hükümet şekli olarak yönetim şekli olarak yer almıştır.
***M. Kemal: Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti’dir… demiştir
****23 Nisan 1920 tarihi Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmıştır. 1928 tarihinden itibaren ise bu tarih Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanır.
*****24 Ekim 1923 te saltanatın kaldırıldığı gün, 1 Kasım da Egemenlik Bayramı olarak kabul edilmiştir.
******19 Ekim 1925’te yasa ile Cumhuriyet’in ilanının yıl dönemleri de Cumhuriyet Bayramı olarak kabul edilmiştir.1982 Anayasası’na göre de Ulusal Bayram ilan edilen tek gün Cumhuriyet Bayramı’dır.
*******1938’te 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmıştır. Mart 1981’de düzenleme yapılarak 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Günü olarak da kutlanmıştır.
********Cumhuriyet’in ilanının aceleye getirildiğine dair düşünen gazeteler: Tanin, Tevhit-i Efkar, Vatan Gazeteleridir. Gazeteciler arasında Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Emin Yalçın, Velit Ebuzziya
*********Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele gibi bazı siyasiler de Cumhuriyet ilanının aceleye getirildiğini düşünmüştür.
***********Lozan Antlaşması’nda savaş suçu kapsamında yer alan suçlar için “genel af” çıkarılması kararı alınmıştır. Türkiye, vatana ihanet suçundan yargılanan bazı kişilerin genel af kapsamı dışında tutulmasını istemiştir. Yapılan müzakereler sonucunda 150 kişi genel aftan muaf tutulmuştur. Bu 150 kişinin ülkeye girmesi yasaklanmış ve vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Bu olaya 150’likler denir.
4) 1924 Anayasası’nın Kabulü:
20 Nisan 1920’de kabul edilmiştir.
-Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve Hükümet tarafından kullanılır. TBMM yürütme yetkisini kendi içinden seçtiği cumhurbaşkanı ve onun da atayacağı başbakan ve hükmet aracılığıyla kullanılır.
-Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır. İhtiyaç duyurulması halinde TBMM’nin oluşumuyla Yüce Divanın oluşturulması kararlaştırmıştır.
-Temel hak ve özgürlüklere anayasada yer verilmiştir.
*1928 Anayasa Değişikliği: -”Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır” maddesi çıkarılmıştır.
-"TBMM şerri kanunları uygular” maddesi kaldırılmıştır.
-Cumhurbaşkanı ve vekilllerin yeminlerinden “vallahi…” gibi kelimelerin çıkarılıp yerine “şerefim üzerine…” yeminin getirilmesi
**1934 Anayasa Değişikliği: -Kadına seçme ve seçilme hakkının tanınması
-Seçmen yaşının 18’den 22’ye çıkarılması hükmünün gelmesi
***1937 Anayasa Değişikliği: -Atatürk İlkeleri anayasaya girmiştir.
-"Hiç kimse din, mezhep inancı ve tarikatından dolayı kınanamaz” hükmünden tarikat kelimesi çıkarılmıştır.
-Çiftçilerin topraklandırılması ve ormanların devletleştirilmesi hakkında yasal düzenleme yapılmıştır.
****1945 Anayasa Değişikliği: -Anayasa’nın dili sadeleştirilmiştir. Ancak 1952’de tekrar eski haline getirilmiştir.
5) 3 Mart 1924 İnkılapları:
A) Halifeliğin Kaldırılması: Osmanlı Devleti, Sultan Yavuz dönemi, Memlük Devleti ile yapılan Ridaniye Savaşıyla bu devlete son verilmiş ve halifelik makamını almışlardır. 1774 Küçük Kaynarca Ant. ile halifelik makamı ilk defa siyasal anlamda kullanmıştır.
*II.Abdülhamit dönemi uygulanmaya çalışılan Panislamizm ile halifelik makamı, İslam dünyasının halklarını birleştirici olarak kullanılmaya çalışılmıştır.
**1912 Uşi Ant.yle Osmanlı bir kere daha halifelik makamını siyasal olarak kullanmıştır.
***I.Dünya Savaşı sırasında Arapların İngilizlerle işbirliği içinde olması, halifelik makamının İslam alemini birleştirici bir makam olmadığı görülmüştür.
Milli Mücadele Döneminde:
a)Teşkilat-ı Esasiye göre "şer’i kanunları artık TBMM uygular” maddesi
b) Saltanatın kaldırılmasıyla halifelik makamının artık siyasetle ilişiği kalmaması
c)Hintli Ağa ile İngiltere kralının özel danışmanı Emir İngiliz Ali’nin, İsmet Paşa’ya gönderdikleri halifeliğin geleceğiyle ilgili gönderdikleri mektup, halifelik makamının zayıflamasında etkili olmuştur.
**** İsmet Paşa’ya gönderilen mektup daha eline ulaşmadan Tanin- İkdam ve Tasvir-i Efkar gazetelerinde yayınlanmıştır. Bu gazetelerde çalışan Ahmet Emin Yalman, Hüseyin Cahit Yalçın, Velit Ebuzziya gibi gazeteciler İstiklal mahkemelerinde yargılanmışlardır.
Din ve vicdan özgürlüğünü sağlamak, din ile devlet işlerini birbirinden ayrı tutmak, siyasaldan ikiliği kaldırmak, egemenlik anlayışını kuvvetlendirmek, halifelik makamı ile iç işlere karışılmasını engellemek, ulus toplumuna geçmek, inkılap karşıtlarının sığınmasını engellemek gibi nedenlerden ötürü 3 Mart 1924’te çıkarılan kanunla Halifelik makamı kaldırılmıştır.
*Bu kanunla beraber Osmanlı hanedanı yurt dışına çıkarılmıştır. Hanedanın mallarına millet adına el konulmuştur.
**Halifeliğin kaldırılması Laiklik ilkesiyle alakalıdır.
*** Halifelik makamının kaldırılması ulusal egemenliği kuvvetlendirdiği için Cumhuriyetçilik ilkesiyle de ilgilidir.
**** Halifeliğin kaldırılması yenilik getirmiştir ve yapılacak yeniliklerin de hızlandırıcısı olacağı için halifeliğin kaldırılması Inkılapçılık ilkesiyle ilgilidir.
B )Şeriye ve Evkaf Vekâlet’inin Kaldırılması: Osmanlı’da bu makamın başında Şeyhülislam bulunmuştur. Fetva vermek, din hizmetlerinin yürütülmesini sağlamak, cami, mescit, okul, hastane gibi yerleri, vakıflar aracılığıyla işlenmesinden sorumludur. Bu vekaletin kaldırılmasıyla şeyhülislamlık makamı da kaldırılmış yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü de kurulmuştur.
*Yeni düzende Diyanet Başkanlığı, Başbakana bağlı olmuş, Cumhurbaşkanı tarafından da atanmaya başlanmıştır. Başkanlık, din hizmetlerinden yürütülmesinden, imam, müftü gibi çalışanlarının yönetiminden sorumlu tutulmuştur.
**Bu vekâletin kaldırılmasıyla din ve devlet işleri birbirinden ayrı tutulmuştur.
***Laiklik, Cumhuriyetçilik (teokratik devlet sonlanır), Milliyetçilik, İnkılapçılık ilkelerine uygundur.
C) Tevhid-i Tedrisat Kanunun Kabulü: Diğer adı Öğretim Birliği olan kanunun kabulü ile ülkedeki bütün eğitim kurumları MEB’e bağlanmıştır.
D) Erkan-ı Harbiye Umum Müdürlüğü’nün Kaldırılması: İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 1909 Selanik Kongresi’nde ordu mensuplarının parti içine girmemesi gerektiği, aksi halde askeri disiplinin bozulacağı söylenmiştir. Fakat, Enver Paşa, subayların partiden ayrılması halinde gerici akımların kuvvetleneceğini söylemiştir. Hürriyet ve İtilaf Partisi 1911’de parti programında ordu ilişkisi olan kişilerin vekil adayı gösterilmeyeceğini kabul etmiştir.
Kurtuluş Savaşı dönemine geldiğimizde ise asker kökenli pek çok kişi vekil olmuştur. 3Mart 1924’te çıkan kanunla beraber artık Erkan-ı Harbiye Umum Vekilliği/Savaş Bakanlığı kaldırılarak GENEL Kurmay Başkanlığı kurularak ordu siyaset dışı bırakılmıştır.
*Ordunun siyasetten ayrılması ile meclis üzerindeki askeri baskı azalmıştır. Bu milli iradenin güçlendiğini gösterdiği için Cumhuriyetçilik ve Halkçılık ilkelerine uygundur.
**1924 Anayasası, vekillik ile devlet memurluğunun birlikte sürdürülmesini yasaklamışsa da askeri alanda bu pek görülmemiştir. Ali Fuat, Kazım Karabekir gibi paşalar halifeliğin kaldırılmasından da etkilenerek istifalarını sunmuşlardır. Nasturi ve Musul sorunun da yaşandığı bu kriz döneminde M.Kemal bunu fırsata çevirmiş ve asker vekillerin, ya askerlikte kalmaları ya da askerlikten istifa edip vekillikte kalmalarını istemiştir Ekim 1924 yılında. Fevzi Çakmak, İzzet Çalışırlar, Fahrettin Altay, Cevat Çobanlı gibi paşalar askerlikte kalırken Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar Eğilmez gibi paşalar ise askerlikten istifa ederek vekilliğe devam etmişlerdir.
6) Siyasi Partiler ve Çok Partili Hayata Geçiş Çalışmaları
Osmanlı döneminde partili yaşam II. Meşrutiyet’in ilanıyla başlamıştır. Osmanlı dönemi resmi olarak kurulan ilk parti Ahrar Fırkası’dır; İttihad ve Terakki partisi, partileşme sürecini geç tamamladığı için resmi kuruluşu 1913 yılıdır.
Sivas Kongre’sinde particilik olmaması üzerine yemin edilmiştir.
M. Kemal Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Müdafaa-ı Hukuk Grubu kurulmasını istemişse de mecliste onun yerine Felah-ı Vatan Grubu kurulmuştur.
Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde çok sayıda milli mücadeleyi destekleyen ve desteklemeyen grup kurulmuştur.
I.TBMM’nin açılmasıyla siyasi bölünmelere olmaması için parti sürecinden uzak kalınmıştır. Fakat gruplaşmalar olmuştur. Bunlar: Halk Zümresi, Tesanüd, Islahat, İstiklal, Yeşilordu, Müdafaa-ı Hukuk … grupları gibi.
I.TBMM’de gruplar oluşmuşsa da meclis dışında da örgütlenmeler olmuştur. Bunlar Halk İştirakiyun Fırkası ve Türkiye Komünist Fırkası.
*Kemal, komünist akımları kontrol altına almak için Türkiye Komünist Fırkasının kuruculuğuna öncülük etmiştir. Hatta yakınında yer alan Tevfik Rüştü Aras, Kılıç Ali, Mahmut Esat Bozkurt’ a kurdurmuştur.
**Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasi partisi Cumhuriyet Halk Fırkası’dır.
a) Cumhuriyet Halk Fırkası: Inkılapçı ruhu hakim kılmak ve gereken yasaları hemen kabul etmek içim M.Kemal I.TBMM’nin son zamanlarında Müdafaa-ı Hukuk vekillerini Halk Fırkası çatısı altında toplamaya çalışmıştır.
II.TBMM seçimlerine Halkı Fırkası 9 umde adı verilen programla katılmıştır. Bu 9 umde arasında başlıcaları: Egemenlik millete aittir, meclis üzerinde hiçbir güç yoktur, kanunların uygulanması ve oluşturulmasında milli egemenlik anlayışı esastır, Özel teşebbüs desteklenecektir, Aşar vergisi kalkacak, milli bankalar desteklenecek, öğretim birliği sağlanacak, memurlar üzerinde denetim artırılacak, ulaşım hizmetlerine önem verilecek… vs
*Halk Fırkası’nın resmi kuruluşu II.Meclis açıldıktan sonra olmuştur. M.Kemal, İsmet İnönü, Recep Peker, Saffet Arıkan, Celal Bayar gibi isimler fırkasının kurucuları arasında yer almıştır. Teşkilatlandırmayı hızlandırmak için de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti’nin bütün birimleri bu fırkanın temsilcileri olmuştur.
**Partinin ilk genel sekreteri Recep Peker, partinin edebi şefi M.Kemal iken milli şefi ise İnönü olmuştur.
***Fırka olarak kurulması 9 Eylül 1923, Halk Partisi olarak kurulması 10 Kasım 1924, cumhuriyet adını alması ise Mayıs 1935 yılında olmuştur.
****1923-50 yılları arası Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmişlerdir; 1930-45 arası tek parti olarak yönetmişlerdir
*****İnkılapları yapan parti olmuştur. Ekonomi de Devletçilik ilkesini benimseyen parti olmuştur. Atatürk İlkelerini programlarına almışlardır.
b) Terakkiperver Partisi: Musul Sorunu sırasında Kazım Karabekir ile Ali Fuat Cebesoy askerlikten istifa etmiş, siyasi kriz yaşanmış ve en nihayetinde ordu siyasetten ayrılmıştır. Cebesoy ve Karabekir askerlikten istifa ederek yeni bir parti kurmuşlardır, 17 Kasım 1924’te kurulan partinin kurucusu K.Karabekir ikinci başkanı Rauf Orbay ve Genel sekreteri ise Cebesoy olmuştur. Adnan Adıvar, Bekir Sami Kunduh, Cafer Tayyar gibi isimler de bu partide yer almışlardır. Parti Programında yer alan bazı maddeler:
-“Dini İnançlara saygılıdır” ibaresini kabul eder.
-Adem-i Merkeziyetçidir (İlk okul yönetimleri yerel idarecilere bırakılmalı)
-Özel Teşebbüsü ve yabancı sermayeyi destekler
-Liberal ekonomi anlayışı benimsenir.
-Tekelci uygulamaları reddeder
-Çiftçinin topraklandırılması
-İşçinin sendikalaşmasını savunur
-Cumhurbaşkanının vekilliği ile ilişiğinin kesilmesi
-Tek dereceli seçimi benimsenmesi
-Anayasa halktan alınan yetki ile değişmesini
-İstanbul’un ticari ve ekonomi merkezi olması …
*Parti kendisini ilerici cumhuriyetçi olarak tanımlamıştır.
**İnkılapların karşısında değil yanında olduğunu söylemiştir; değişimlerin sert hızlı tedbirlerle olmasına karşı çıkmıştır.
***Devrimin değil evrimin yanında olduğunu söylemişlerdir.
***Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalif partisidir.
Nasturi Ayaklanması (Hakkari’de bulunan Hristiyan ahalisinin çıkardığı isyan) üzerine, Eylül 1924’te, 7.Ordu Komutanı Cafer Tayyar Eğilmez ayaklanma tarafından bastırılmıştır. Şubat 1925’te, Diyabakır’ın Piran köyünde Şeyh Sait ayaklanmıştır; isyan “din elden gidiyor” propagandası ile taraftar toplamıştır. Bu dönemde TBMM, Musul sorunu ile uğraşmaktadır.
Müzakerelerin hız kazandığı bir dönemde ayaklanmanın giderek büyümesi üzerine TBMM:
-“Dönemin başbakanı gereksiz şiddetlerle elimi kana bulamam” demiş ve ayaklanma Erzurum, Elazığ, Muş, Bitlis dolaylarına kadar yayılmıştır. Bunun üzerine Fethi Bey istifa etmiş ve yerine İsmet İnönü, başbakanlığa atanmıştır.
- İnönü ayağının tozuyla tedbirler alarak;
-Sıkı yönetim kararı alınmış
-Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nda kapsam değişikliğine gidilmiş (dinle ilgili kutsal kavramların siyasete sokulması)
- Milli Savunma Bakanlığı’na Recep Peker getirilmiş
-Yargılamaları yapmak için Diyarbakır (Hacı Muhittin başkanlı) ve Ankara’da( Ali Çetinkaya) İstiklal Mahkemeleri kurulmuş
- Takrir-i Sükûn Kanunun Kabul edilmiştir.
Takrir-i Sükûn Kanunu ile hükümet, ayaklanmanın çıkmasında etken olduğunu öne sürerek Terakkiperver Fırkası’nı kapatmıştır.
*Şeyh Sait İsyanı sonucunda ülkenin çok partili yaşama geçmesinin önünde vakit olduğu, koşulların henüz hazır olmadığı anlaşılmıştır.
** M.Kemal bu sorunlar için söyle demiştir:
“ Bir toplumun iç kuruluşu ne kadar kuvvetli, sağlam olursa dış siyaseti o nispetle güçlü ve sağlam olur”.
Takrir-i Sükûn: Mart 1925’ te kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı onayı ile mevcut hükümet, ayaklanmaya, gericiliğe, sosyal huzuru, asayişi bozmaya yönelik kuruluşları, yayınları kaldırma yetkisini almıştır. Kanun iki yıl sürelidir. Ancak 1927 de tekrar süresi uzatılmıştır.
1925-1927 yılları arası Takrir-i Sükûn dönemidir. Bu kanunla inkılap kanunlarının çıkarttırılıp uygulanması hızlanmıştır. Bu kanun ile Şapka Kanunu, Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, takvim, saat inkılapları, Medeni Kanunun kabulü, Harf İnkılabı ve 1928 anayasa değişikliği yapılmıştır.
Ayrıca Tevhid-i Efkar, Son telgraf, Sebilürreşad, İstiklal, Aydınlık, Orakçekiç, İstikbal ve Kahkaha gibi gazete ve dergiler de kapatılmıştır.
c) Serbest Cumhuriyet Fırkası: M.Kemal, Yalova’da yanında çağırdığı Fethi Bey’den yeni bir siyasal parti kurmasını istemiş, hatta kardeşi Makbule Hanımı’da bu partiye sokmuştur. Parti Ağustos 1930’da kurulmuştur.
*Yeni Partinin kurulacağı Vakit gazetesinde ilk yayınlanmıştır.
Partiyi kurmanın nedenleri ise:
- farklı düşüncelerin mecliste yer bulması
-CHP üzerinde siyasal denetimin olmasının istenmesi
-1929 ekonomi kriz ile gelen sorunlardan, en az zararla çıkılması için yeni ekonomi görüşlerinin alınmak istenmesi
-Demokrasi için adım atılması
Parti programında yer alan bazı maddeler:
-Tek dereceli seçim benimsenir
-Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesini
-MC ile ilişkilerin sıkı tutulması
-Ekonomi de Liberal görüşü benimser
-Özel Teşebbüsün yatırım faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiği, yabancı sermayeye izin verilmesini benimser
-Liman Tekelinin kaldırılması gerektiği…
*Arif Oruç tarafından çıkarılan Yarın ve Zekeriya Sertel’in çıkardığı Son Posta gazetelerinde bu partiyi destekleyen yazılar vardır.
**Parti katıldığı yerel seçimlerde 22 belediyeyi kazanmıştır.
***İzmir Mitinginde SCF’nin hükümeti hedef alan bazı söylemleri, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olan gericilerin bu parti içinde yer alması gibi bazı nedenlerden ötürü Fethi Bey Kasım 1937’de partiyi feshetmiştir.
****M.Kemal ülkedeki gerginliği önlemek için devlet başkanlığından parti başkanlığına geçme kararı almıştır.
***** Eylül 1930’da Abdülkadir Bey öncülüğünde Adana’da Ahali Cumhuriyet Fırkası kurulmuş ancak iki ay sonra kapatılmıştır.
****** bu dönemde Türkiye Cumhuriyet Amele ve Çiftçi Fırkası ile Laik Cumhuriyetçi ve İşçi Fırkası da kurulamadan kapatılmıştır.
M. Kemal bu partinin ile ilgili söyle demiştir:
“ BMM’de ve millet karşısında ulus işlerinin serbest münakaşası ve iyi niyet sahibi kişilerin ve KEgençliğimden beri aşık ve taraftar olduğum bir sistemdir. Bundan ötürü mecliste aynı temele dayanan yeni bir partinin faaliyete geçerek millet işlerini münakaşa etmesini, cumhuriyetin esaslarından sayarım”
7) MUSTAFA KEMAL’E SÜİKAST GİRİŞİMİ: Suikastçiler eylemi İzmir’de yapmayı planlamışlardır. M.Kemal’in İzmir’e bir gün geç gelmesi, Giritli Şevki’nin planı haber vermesi üzerine suikast başarılı olmamıştır. Yaşanan bu gelişme üzerine İstiklal Mahkemesi kurulmuştur; Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez, Ziya Hurşit Bey’nde aralarında bulunduğu pek çok kişi yargılanmıştır. Bazıları ise idam edilmiştir.
M.Kemal bu olay için şunu söylemiştir:
“Ben şahsen intikamdan hoşlanan bir adam değilim. İş mahkemeye aktarılmıştır.Bunun onucunu beklemek lazımdır. Bu işe karışmaya hakkım yoktur” ayrıca
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
*Kemal Tahir’in, Kurt Kanunu adlı yapıtı İzmir Suikastı üzerine yazılmıştır.
8) ŞEYH SAİT İSYANI: Terakkiperver Fırkası içinde anlatılmıştır.
9) KUBİLAY OLAYI: Kendini mehdi ilan eden Derviş Mehmet öncülüğünde, “Din elden gidiyor, şeriat isteriz” gibi propagandalarla Menemen de çıkan ayaklanmadır. İsyanı bastırmakla görevli Mustafa Fehmi/Kubilay kan dökülmesini engellemek için hafif silahlarla müdahale etmiştir. İsyan sırasında Kubilay şehit edilmiştir. İsyancıların yargılanması için Korgeneral Mustafa Muğlalı öncülüğünde Divan-ı Harp kurulmuştur.
10) BURSA OLAYI: M.Kemal 1930 yıllardan itibaren dil ve tarih çalışmalarına önem vermiştir. Kuran-ı Kerim’in Yasin süresi Türkçeleştirilerek Yerebatan Cami’nde düzenlenen Mevlütte okunmuştur. Ayrıca Kuran-ı Kerim’in ilk tercümesi Ocak 1932‘de Yaşar Okur bey tarafından okunmuştur. Ayrıca ilk Türkçe ezan, Ocak 1932^de Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camide okunmuştur. Ezanın Türkçe okunması Bursa’da İsyana sebep olmuştur.
Atatürk’ün bu konu hakkında söylediği:
“ Mesele din meselesi değil, dil meselesidir”
11) VAGON Lİ OLAYI: Türkiye’de yataklı vagon işletmeciliği yapan bir Fransız şirkettir Vagon Lits ve konuşma dili Fransızcadır. Burada çalışan Türk çalışanlarında biri Türkçe konuşmasından ötürü ceza almıştır. Bu olayı duyan İstanbul Üniversitesi öğrencileri eylem yapmıştır. Eylem sırasında şirkete gidilerek Atatürk’ün resmi alınıp Halkevine konulmuştur.
12) RAZGARD OLAYI: Bulgaristan’ın Razgard kasabasındaki Türk mezarlığı Bulgarlar tarafından tahrip etmiştir. Bunu duyan İstanbul Üniversite gençleri eylem yapmış ve Bulgar mezarlığına çelenk koymuştur.
13) KADRO HAREKETİ: Türk devrimini bir ideolojiye dayandırmak ve yön vermek için kurulmuş dergidir. Ocak 1932-35 yılları arası yayınlanmıştır. Yakup K.Karaosmanoğlu, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf Belge, İsmail Hüsrev bu hareketin içinde bulunup yazılar yazmışlardır. Ancak CHP dışından CHP ideolojini oluşturmaya çalışması rahatsızlık vermiştir. CHP, Kadro hareketi dışında Halkevleri aracılığıyla teşkilatlanmaya çalışmış ve Halkevleri aracılığıyla ÜLKÜ gazetesini çıkarmıştır. Kadro hareketi devletçiliği savunmuştur.
* Kadro dergisine muhalefet eden gazete Ahmet Ağaoğlu tarafından çıkarılan Akın dergisidir. Bu gazete devletçiliği reddetmiştir.
14) TUNCELİ OLAYLARI: Laik, milliyetçi ve merkeziyetçi siyaset, bölgedeki feodal yapılanmayı rahatsız etmiş, vergi vermeyi reddederek isyan başlatmışlardır. Dönemin hükümeti bölgedeki isyanı bastırmak için Tunceli Yasasını çıkarmıştır Aralık 1935’te yasa ile Tunceli ili kurulmuş ve yönetimi özel yetkili bir askeri vali tarafından idaresi sağlanmıştır. İsyanın lideri olan Seyit Rıza ve isyancılar bastırılmış ve suçlular Elazığ’da kurulan ağır ceza mahkemesinde yargılanmıştır.
**1926-30 arası Ağrı Olayı isyanı yaşanmıştır.
***Atatürk, tarımın gelişmesi için memleketin çeşitli yerlerinde çiftlikler kurdurmuştur. Çiftliklerde modern ziraat teknikleri uygulanmış ve üretim yapılmıştır. Haziran 1937’de Atatürk bütün mal varlığını Türk milletine bağışlamıştır.
**** İnönü Kasım 1924’te başbakanlıktan istifa etmiş yerine Fethi Bey hükümeti kurulmuştur. Ancak Şeyh Sait Olayı ile başbakanlığa tekrar İnönü getirilmiş, ancak gerek Hatay Sorun ve gerekse de iktisadi konularda Atatürk’le uyuşmadığı için 1937 de bu görevinden istifa etmiştir. Yerine gelen hükümet ise Celal Bayar hükümetidir.
***** Cumhuriyetin 15.yılını doldurması sebebiyle Genel Af Yasası çıkmış. Haziran 1938’de kabul edilen bu yasa ile İstiklal Mahkemeleri kararı ile mahkum edilenler ve 150’likler affedilmiştir.
****** Atatürk ile İnönü arası anlaşmazlıklar:
-Nyon Konferası’nın Türkiye tarafından onaylanması
-Gazi Orman çiftliğinde bira fabrikasının kurulması ve Bimonti şirketi ile yaşanan sıkıntılar
-İngilizlerin Atatürk’e vermek istedikleri Dizbağı nişanı
-Hatay Sorununda yaşanan anlaşmazlık
Comments